Yanıkların Sınıflandırılması

Yanıkların sınıflandırılması, yaralanmanın ciddiyetini ve dolayısıyla hem yanık bölgesinde hem de genel olarak hasta üzerindeki etkiyi belirlemeye yardımcı olur (Vaughn ve Beckel 2012). Bu değerlendirme, hastaya uygulanacak tedaviye ve prognoza rehberlik eder. Müdahalenin seyrine ilişkin kılavuzların belirlenmesi, yaban hayatı hastalarının acılarını en aza indirir, başarı olasılığını en üst düzeye çıkarır ve sınırlı kaynakları korur (Butkus ve ark. 2021).

Yanıklar, yanık derinliğine ve ilgili toplam vücut yüzey alanının yüzdesine (TVYA) göre sınıflandırılır (Vaughn ve Beckel 2012). İnsan tıbbında, yanan vücut yüzey alanının yüzdesini belirlemek ve büyüme ile ortaya çıkan vücut oranındaki değişiklikleri hesaba katmak için çeşitli şemalar geliştirilmiştir. Veterinerlik uygulamalarında görülen çok çeşitli hayvan türleri için oluşturulmuş benzer şemalar yoktur, bu nedenle ilgili TVYA yüzdesi klinik yargıya dayalı olarak tahmin edilmelidir. Ayrıca, hastanın değerlendirilmesinde yanıkların yeri de göz önünde bulundurulmalıdır. Göz kapakları, burun, genital organlar, ayaklar, kuyruk, yara izi ve fonksiyon kaybı nedeniyle kötü seyre sahiptir. Bu hayvanların doğaya geri bırakılma kriterlerini karşılaması olası değildir (bkz. Ötanazi Kriterleri).

Yanık Derinliği

  • Yüzeysel: sadece epidermis tabakası. 3-5 gün içinde iz bırakmadan iyileşir.
  • Kısmi kalınlık: epidermis tabakası ve dermiş tabakasının üst 1/3’lük kısmından tabakanın tamamına kadar olan kısmı. Çok az iz bırakarak veya hiç iz bırakmadan 1-2 hafta içinde iyileşir. 
  • Tam kalınlık: epidermis, dermis ve subkutis tabakaları. Cerrahi müdahale gerektirir

TVYA Yüzdesi

  • Yetişkin insanlarda vücut yüzey alanının %20’sini aşan yanıklar ciddi yanık olarak değerlendirilirken, bir çocukta bu oran %10’dur. Benzer şekilde, yanarak yaralanan hayvan ne kadar küçükse yüzey alanı/hacim oranı o kadar yüksektir ve bu nedenle, %5-10 veya daha düşük bir TVYA değerinin, daha büyük hayvanlara göre daha büyük sistemik etkilere sahip olması muhtemeldir.
  • Toplam vücut yüzeyinin küçük bir yüzdesini kaplayan lokal yanıklar metabolik bozukluklara yol açmaz ve bu nedenle genellikle yoğun sistemik tedavi gerektirmez. 
  • TVYA’nın >%10-30’unu kaplayan ciddi yanıklar (hayvanın büyüklüğüne bağlı olarak), ciddi metabolik, kardiyovasküler ve pulmoner dengesizliklere yol açar ve yoğun yönetim veya ötanazi gerektirebilir.

Yanıkların gerçek ciddiyeti ancak birkaç gün sonra ortaya çıkabilir.

Duman Soluma ve Solunum Yolunda Termal Yaralanma

Dış yanık yaralanması olan yaban hayvanlarında genellikle duman solumaya bağlı sorunlar ile solunum yolunda termal yaralanma da görülür. Şiddetli olması halinde, bu durum, muhtemelen karbon monoksit zehirlenmesinden kaynaklanan hipoksinin bir sonucu olarak hızla ölüme neden olur. Duman soluma ve termal solunum yaralanmasına ek olarak ciddi deri yanıkları olan hastalarda morbidite ve mortalite artar. Duman solumaya bağlı klinik etki veya ölüm akut olabilir veya maruziyetten birkaç gün ila birkaç hafta sonra görülebilir, yangından uzakta olan ancak dumana maruz kalan yanmamış hayvanlarda ortaya çıkabilir ve teşhis konulamayabilir (Peters ve ark. 2021).

Solunum yollarındaki yaralanma, üst solunum yollarındaki termal yanıklardan ve partikül madde ile kükürt dioksit, akrolein ve diğer aldehitler gibi toksinler içeren gazların solunmasından kaynaklanır. Gazların etkileri kısa sürelidir, partiküllerin akciğerde birikmesi ise hem akut hem de kronik hasara yol açar. Duman soluma sonucu ortaya çıkan hasarın büyük bir kısmı, 2,5 µm’den küçük duman partiküllerinin akciğerlerde birikmesinden kaynaklanır. Duman partikülü birikimi tidal hacme (değer ne kadar düşükse o kadar kötüdür) ve hıza bağlıdır. Bu nedenle küçük memeliler büyük memelilerden ve kuşlardan daha fazla etkilenebilir. Kuşların dumanın gaz fazına karşı memelilerden daha hassas olması muhtemeldir, çünkü hem soluk alma hem de soluk verme sırasında gaz değişim ara yüzeyindeki hava neredeyse sürekli olarak yenilenmektedir.

Duman soluma ve solunum yolunda termal yaralanmanın klinik sonuçları arasında şunlar sıralanabilir (Vaughn ve Beckel 2012):

  • akut üst solunum yolu tıkanıklığı
  • bronkospazm
  • küçük hava yolu tıkanıklığı
  • akciğer enfeksiyonu
  • solunum yetmezliği

Aşağıdaki durumlarda duman soluma ve termal yaralanmadan şüphelenilmelidir:

  • göz, burun ve ağız çevresinde yanıklar ve/veya yanmış bıyıklar varsa
  • orofarenks ve burun mukozasında su toplanmış kabarcıklar varsa
  • siyah isli balgam ve/veya burun akıntısı varsa
  • hayvan hırıltılı soluyorsa, öksürüyorsa, zor nefes alıyorsa ve oksijen satürasyonu düşükse

Daha hafif vakalarda, klinik belirtiler ancak maruziyetten bir süre sonra ortaya çıkabilir. Tedavinin başarısı, yaralanmanın ciddiyetine ve boyutuna bağlıdır. Duman solumuş hayvanlar, yüksek ortam sıcaklıkları, yakalanma ve taşınma gibi stres faktörlerine maruz kalırsa solunum yetmezliğinden dekompanse olabilir ve ölebilir (Peters ve ark. 2021).

Hayvanın duman soluması halinde, karbon monoksit zehirlenmesi de görülebilir. Karbon monoksitin vücuttan atılmasını hızlandırmak için öncelik verilmesi gereken acil müdahale %100 oksijen tedavisidir.

Hastayı Değerlendirme ve Triyaj

Orman yangınından etkilenen yaban hayatının klinik değerlendirmesi, hayvan için en iyi refah sonuçlarını sağlamak üzere mümkün olan en kısa sürede yapılmalıdır. Bunu tam olarak yapmak ve hayvan üzerindeki stresi en aza indirmek için genel anestezi gereklidir. 

Yaban hayvanlarının değerlendirilmesi için, hastanın ayrıntılı öyküsü incelenmelidir:

  • Tür
  • Yaş (ör. yavru, genç, alt yetişkin, yetişkin)
  • Karşılaşma tarihi
  • Bakım/tedaviye ulaşma tarihi
  • Karşılaşma yeri 
  • Karşılaşma koşulları 

Bir yanık hastası özellikle aşağıdaki unsurlara göre değerlendirilmelidir:

  • Yanık hasarının sınıflandırılması (derinlik ve TVYA yüzdesi)
  • Yanıkların yeri
  • Dehidrasyon yüzdesi
  • Vücut durumunun değerlendirilmesi
  • Hayvanın yaşına ilişkin bir tahmin
  • Solunum yollarının değerlendirilmesi
  • Diğer sistemik etkilerin değerlendirilmesi
  • Diğer yaralanmaların ve komorbiditelerin belirlenmesi ve değerlendirilmesi

Yanık hastalarının klinik tablosu, yangın zamanına göre tedaviye başvurunun ne zaman yapıldığıyla ilişkilidir. Yangından sonraki ilk iki hafta içinde akut yanıklar, duman soluma ve solunum yolunda termal yaralanma, dehidrasyon, travma (yaralar, kornea yaraları) ve hipotermi görülür. Yangından iki hafta sonra ise nekrozlu yanıklar, tırnak kaybı, sepsis, dehidrasyon, böbrek yetmezliği ve açlık gibi durumlara rastlanır.

Yaranın gidişatını izlemeyi kolaylaştırmak ve tedavide yapılacak ayarlamalar hakkında bilgilenmek için her pansuman değişiminden önce ve her pansuman değişimi sırasında yanık yaralanmalarını dikkatlice belgeleyin ve fotoğraflayın.

Rehabilitasyon sırasında hayvanın hastaneye yatırmaya uygunluğu, taşınması ve zapt etme kolaylığı, uzun süreli barınması ve beslenmesi gibi hususlar açısından, türüne de dikkat edilmelidir. 

İlk değerlendirmenin amacı, tedaviden sonra doğaya dönüş için uygunluğu belirlemektir. Bu, tüm hayvanların uygun olacağını varsaymak yerine, hangi hayvanların serbest bırakılmaya uygun OLMADIĞINI belirleme bakış açısıyla yapılmalıdır (DELWP 2017). Türün koruma statüsü dikkate alınmalıdır. Kritik, tehlikede ve hassas olarak sınıflandırılan türlerin tedavi için önceliklendirilmesi gerekebilir (türe bakılmaksızın, refah her zaman en yüksek öncelik olarak kalmalıdır). 

Bu ilk değerlendirme ve triyaj işlemi sonucunda, hastalar aşağıdaki şekilde sınıflandırılır: 

  • Ötanazi gerektirenler– aşağıdaki ötanazi kriterlerine bakınız. Bu işlem derhal gerçekleştirilmelidir.
  • Sağlıklı hayvanlar – hemen serbest bırakılabilir veya uygun bir serbest bırakma alanı belirlenene kadar geçici olarak barındırılabilir. 
  • Sadece yara bakımı ve bandajlama gerektirenler– lisanslı bir yaban hayatı gönüllüsü tarafından bakılabilir ve ayakta tedavi edilebilir.
  • Kritik veya özel bakım gerektirenler– ilk yardım ile özel bakım ve rehabilitasyon için bir yaban hayatı hastanesine sevk edilmelidir.

Yanık hastalarında, eşzamanlı başka tanılar da görülebilir: 

  • Dehidrasyon ve hipovolemi – sistemik enflamasyon genel kapiller geçirgenliği artırarak çevre dokulara aşırı sıvı ve protein sızıntısına neden olur. Yanık nedeniyle koruyucu cilt bariyerinin kaybı, yaranın kendisinden sıvı ve protein kaybı yoluyla bu durumu daha da kötüleştirir.
  • Sepsis – kısmi veya tam kalınlıkta yanıklarda, solunum yolundaki termal yaralanmalarda ve yangından iki hafta sonra tedaviye başvuran hastalarda görülme olasılığı daha yüksektir.

Yanıklardan kaynaklanan sıvı (ve protein) kaybı önemli olabilir – kısmi ve tam kalınlıktaki yanıklarda yanan %1 TVYA başına 4 mL/kg/24 saate kadar çıkabilir. Bu durum hastalığın tedavisi ve seyri ile ilgili kararlarda dikkate alınmalıdır.

Ötanazi

Paronişi (Dolama) ve İlerleyici Parmak Nekrozu

Yangından kaçmaya çalışan yaban hayvanları yanan veya sıcak yüzeylerden geçerken ayakları çoğu zaman ciddi şekilde yanar. Özellikle ayakların palmar (aya) ve plantar (taban) kısımlarında kısmi veya tam kalınlıkta yanıklar yaygındır. Paronişi (tırnak yatağı iltihabı ve enfeksiyonu) yaygın görülür ve agresif bir şekilde tedavi edilmezse tırnak kaybı ve osteomiyelit ile sonuçlanır.

Distal uzuv ve ayak yanıklarının bir diğer önemli ve kötü sonucu da ilerleyici parmak nekrozudur. Yanığın derinliklerindeki dokularda ikincil ve ilerleyici nekroz, insan yanık hastalarında da belgelenmiştir ve ancak ilk yanık yaralanmasından çok sonra belirgin hale gelir. Yanık yaralanmasının ilerlemesinin patobiyolojisi belirsizliğini korumaktadır. Yanıklar, endotelyal (kan damarlarının içini kaplayan tek hücre tabakası) hasar, damar tıkanıklığı, tromboz, sitokin salınımı, beyaz kan hücresi infiltrasyonu, apoptoz (hücre ölümü) ve ilerleyici nekrozu içeren karmaşık ve dinamik yaralanmalardır. Ayaklarda deri (ve tırnak keratini) ile kemik arasında çok az yumuşak doku bulunduğundan, bu süreçler sadece deriyi değil, kemik de dahil olmak üzere daha derin dokuları da etkiler.

Paronişi ve ilerleyici parmak nekrozu, ayaklardaki tüm yanıklar için olası sonuçlar olarak düşünülmelidir ve hastalık ile tedavinin seyrine ilişkin karar verme sürecinde dikkate alınmalıdır

Yanık hastaları için en kötü prognostik göstergelerden biri tırnak yatağı enfeksiyonudur (L Wicker)

Kemikteki değişiklikler klinik olarak belirgin olmadan önce radyografik olarak belirgin olabilir. Radyografi, tedavi ve rehabilitasyon sırasında ayakların klinik olarak yeniden değerlendirilmesine dahil edilmelidir. Tırnak ve parmakların kaybı hayvanı serbest bırakılmaya uygunsuz hale getirebilir, dolayısıyla ötanazi gerektirir.

Tedavi ve rehabilitasyon sırasında düzenli olarak yeniden değerlendirme yapılması önemlidir. Serbest bırakma açısından refah ve prognoz kötüleşebilir ve ötanazi gerekebilir

Yaban hayvanlarının tedavisi, rehabilitasyonu ve serbest bırakılması, ilgili yasal mevzuata ve uygulama kurallarına uygun olmalıdır (Tribe ve Orr 2019)

Ötanazi

Ötanazi, ciddi yanık yaralanması ve/veya eşzamanlı başka tanısı olan hastalar için, hastanın başarılı bir şekilde tedavi, rehabilite ve taburcu edilemeyeceği ve uygun tedavi ve bakım için hiçbir seçeneğin bulunmadığı durumlarda olumlu bir refah sonucu olarak görülmelidir.

Ötanazi kriterleri (DELWP 2017’den uyarlanmıştır)

  • Ciddi yanıklar: yanıkların TVYA’nın önemli bir yüzdesini kapladığı durumlarda (bkz. yanık sınıflandırması)
  • Duman solumaya bağlı ciddi solunum yetmezliği veya pnömoni
  • Göz kapakları, dudaklar ve ayakları içeren tam kalınlıkta yanıklar (özellikle kemik veya tendon içeriyorsa)
  • Skrotum ve peniste derin yanıklar
  • Normal işlevi bozması muhtemel parmak ve tırnak kaybı
  • Körlükle sonuçlanan ciddi oküler hasar
  • Ayaklarda veya kuyrukta ampütasyon gerektirecek ciddi yanıklar
  • Kalıcı sakatlığa neden olan veya hayvanın vahşi doğada hayatta kalma ve gelişme kapasitesini bozması muhtemel herhangi bir yanık yaralanması veya eşlik eden ek tanı
  • Tedavi edilemeyen ek tanıların varlığı (hastalık, ağır yaralanma, zayıflama)
  • Hayvan, tedavi girişimlerinin kötü refah sonuçlarıyla sonuçlanmasının muhtemel olduğu bir türdür, örneğin yetişkin bir karaca
  • Yeni doğan yavru (gözler kapalı, kürksüz)
  • Hayvan güvenli bir şekilde veya insan eliyle yakalanamaz veya taşınamaz ise
  • Hayvanın yeterli şekilde tedavi ve bakımını sağlayacak kaynaklar mevcut değilse
  • Hayvan istilacı olarak sınıflandırılmış bir türse

Ötanazinin amacı, acı, rahatsızlık veya sıkıntıya neden olmadan ani veya hızlı bilinç kaybı ve ardından ölüm sağlamaktır. Türkiye’deki yaban hayatı için kabul edilebilir ötanazi yöntemleri şunlardır:

  1. İntravenöz konsantre pentobarbital enjeksiyonu (ötanazi solüsyonu). Hayvan kolayca ve insancıl bir şekilde yakalanabiliyor, taşınabiliyor ve zapt edilebiliyorsa bu tercih edilen yöntemdir. Bu işlem bir veteriner hekim tarafından gerçekleştirilmelidir. Ötanazi solüsyonu uygulanmadan önce hayvan genel anesteziye alınmalıdır. İntravenöz erişim zor ise intrakardiyak enjeksiyon kullanılabilir. Pentobarbital kullanılarak ötenazi uygulanan hayvanların karkasları derine gömme veya yakma yoluyla imha edilmelidir. Bu karkaslar leş yiyiciler için risk oluşturabilir. 
  2. Beyne silahla ateş etme. Bu işlem yalnızca lisanslı, yetkili ve akredite personel tarafından gerçekleştirilmelidir. Bu yöntem genellikle yangın alanında fiziksel veya kimyasal (uyuşturucu iğne) yöntemlerle yakalanamayan hayvanlar için kullanılır. Fiziksel veya kimyasal yakalama seçenekleri mevcut olsa bile, beyne tek bir kurşun sıkmak genellikle daha hızlı ve insancıldır.
  3. Künt travma. Yukarıdaki seçeneklerden hiçbiri mevcut değilse bu yöntem kullanılabilir. Künt metal veya ağır ahşap bir alet veya çubuk kullanarak kafatasının arkasına güçlü ve keskin bir darbe, ciddi yaralanma veya zayıflık nedeniyle hareketsiz olan daha büyük türler ve daha küçük memeli, kuş veya sürüngen türleri için kabul edilebilir.

Kan akıtma, başını kesme, boğma, damar yolundan çamaşır suyu gibi sıvalar verme, araba egzoz dumanı solutma veya dondurma gibi diğer yöntemler insani olarak kabul görmez ve kabul edilemez.